Müzisyenlerle Sohbet #2 – Rumeysa Polat

GİRİŞ: Rumeysa, benim yıllardır tanıdığım ve takipçisi olduğum oldukça yetenekli bir kemancı. Kendisinin iyi bir müzisyen olduğu kadar iyi bir insan olduğuna da kefilimdir. Çalışı çok içten çok samimidir. Profesyoneldir. Kendisi ile yaptığımız söyleşiyi okumanızı ve bu genç hanımefendiyi takibe almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Dilerseniz sizi röportajımızla baş başa bırakayım.

1- Merhaba Rumeysa, hoş geldin. Seninle birlikte bu keyifli söyleşiyi yapma teklifini kabul ettiğin için teşekkür ederim. Spesifik sorulara geçmeden önce senden bir özet almak isterim ben. Rumeysa Polat kimdir? Müzikle, kemanla ne zaman nerede tanıştın? Bugüne kadar hangi isimlerle çalıştın? Neden keman çalıyorsun? Kaçıncı sınıfsın? Tüm bu sorular ve buna benzer soruları merak ediyorum. Bize bir özet verir misin hayatından?

  • Merhaba, hoş buldum. Davetin için teşekkür ederim. Keyifli bir söyleşi olacağını umuyorum. Dilersen hemen özgeçmişimle başlayalım. 2004 yılında Bursa’da doğdum ve bu yaşıma kadar hayatımı burada geçirdim. Keman çalmaya 6 yaşımda başladım, hemen hemen okuma-yazma öğrenmemle keman çalmayı öğrenmeye başlamam aynıydı diyebiliriz. Ailemin piyano çalmayı öğrenmemi istemesi üzerine gittiğimiz özel müzik öğretmenimin bana “Hangi enstrümanı çalmak istersin?” sorusuna “Keman.” yanıtını vermemle müzik eğitimime başlamış oldum. Yaşımı düşündüğümüzde çok bilinçli bir yanıt vermediğimi söyleyebilirim ancak hiçbir zaman bu kararımdan pişman olmadım. 3 yıl kadar gerek keman, gerek piyano, gerek solfej eğitimi aldıktan sonra Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yetenek sınavına hazırlanıp sınavda başarıya ulaştım ve ortaokulda öğrenimime bu okulda, keman öğrenimime Özgür Özkök ile devam ettim. Ortaokul ve liseyi burada tamamlayıp 1.’lik ile mezun oldum. Şu anda lisans eğitimimin ikinci yılını tamamladım ve hala eğitimime burada devam ediyorum. Burada geçirdiğim yıllar içerisinde yer yer sınıf konserlerinde, resitallerde, resmi törenlerde, çocuk korolarında sahne alma fırsatım oldu. Geçtiğimiz yıl sevgili Ayberk Durgut ile –seninle- ‘Wiosna’ parçasını kayıt aldık ve bununla beraber bir ilke imza attık. Wiosna’yı keman ve piyano için düzenlemek bizi çok onurlandırdı. Bu projemizle Andante, Zorba TV gibi bültenlerde yer aldık ve bu yıl, parçanın yayınlanmasının yaklaşık bir yıl ardından, ilk kez seyirciye canlı performansımızı sergiledik. Bununla birlikte bu yıl TUGFO’ya kabul edildim ve ilk kez böyle bir organizasyonda yer alacağım için çok heyecanlıyım.

2- Keman çalmaya çok küçük yaşlarda başladığını söyledin. Sence neden sana ‘’Hangi enstrümanı çalmak istiyorsun?’’ diye sorduklarında keman dedin? Keman, senin hayatında nasıl bir yer taşıdı/taşıyor gerek çocukluğunda gerekse günümüzde?  

  • Açıkçası yaşım çok küçük olduğu için keman-piyano ayrımını yapabilecek bilince sahip değildim, aslında bilinçsiz bir tercihti ama hiçbir zaman bu tercihimden pişman olmadım. Yine küçük yaştan beri bu işle uğraşıyor olmamdan kaynaklı olacaktır ki kemanın hayatımdaki yerini hiç sorgulamadım diyebilirim. Yemek yemek, su içmek kadar doğal bir şey kemanın hayatımda olması ve bu alışkanlıktan kaynaklı sanırım daha önce hiç kemanın olmadığı bir senaryo düşünmedim. 

3- Küçükken belirttiğin keman çalma kararından pişman olmadığını söylemiştin. Bugün hayatında keman olmasa hangi enstrümanı çalardın sence? Biliyorum arada sırada piyano da çalıyorsun hatta bir keresinde çalışmamız esnasında Brahms alıştırmalarından birisini çalmıştın bana. Gizliden gizliye piyano ile bir ilişkin mi var yoksa? 

Aslında gizliden gizliye piyanoyla bir ilişkim var diyebiliriz. Tabii eskiden kalma bir ilişki bu. Pandemiden öncesine kadar piyano da en az keman kadar önemliydi benim için, çok fazla üzerine düşerdim, sık sık çalışırdım. Hatta çalıştığım parçalar arasında Chopin’in ‘Siyah Tuşlar’ isimli etüdü de vardı ancak zamanla biraz uzaklaştım diyebilirim. Keman repertuarım ağırlaşmaya başladıkça üzerine düşemedim pek piyanonun. En büyük pişmanlıklarımdan biri olabilir piyano çalışmalarıma devam etmemek. Piyanoyla olan bu ilişkimden kaynaklı keman çalmasaydım piyano çalardım diyebilirim kısacası. 

4- 2023 yılında seninle Wiosna Projesi isminde bir proje yaptık. Bu proje hakkında okuyucularımıza daha detaylı bilgi verir misin? Bu proje nedir? Nereden çıktı? Senin için anlamı nedir? Hatta Andante ve Zorba TV gibi büyük bültenlerde de yayınlandı bu proje, değil mi? Bunun yanında bu projeyi hayata geçirdikten sonra 2024 senesinde de prömiyer yaptık İstanbul’da. Bu prömiyeri de anlatmanı ve sana hissettirdiklerini bizimle paylaşmanı rica ediyorum. 

  • Bu proje Ayberk Durgut’un -yani senin- yaratıcı fikirleri üzerine inşa edildi. Fikirlerini benle paylaşıp beni bu projeye ortak ettiğin için sana ne kadar teşekkür etsem az kalır. Bu fikir bir ilki yapmaktı; ilk defa Wiosna’yı keman ve piyanonun çalabileceği şekilde uyarlamak, kayda almak ve insanların buna erişebileceği tek ve ilk olmak! Tek kelimeyle heyecan vericiydi! Benim ilk kayıt projem olmasının verdiği heyecan üzerine bir ilki yapıyor olmak ayrı bir şevkti. İyisiyle kötüsüyle çıkarttığımız bu projede geldiğimiz noktadan mutluyum ve memnunum. Bu süreçte bize destek olan isimlere ve bu projenin isminin duyulmasına katkıda bulunan bültenlere çok teşekkür ederim.  Prömiyere gelecek olursak sanırım bütün bu süreçten daha çok heyecanlanmıştım konserde. Çok fazla insan vardı ve bizim prömiyerimiz bir sürprizdi. Bir sürü meraklı göz üzerimizdeydi. Kimileri ‘Wiosna’dan haberdardı kimileri değildi ama hepsinin ortak noktası ilk kez hayata geçirilen ‘Wiosna’nın keman-piyano uyarlamasını canlı olarak ilk defa dinliyor olacaklarıydı. E tabii bizim de ilkimiz parçamızı canlı dinletiye sunmaktı. Yayınlanmasının yaklaşık 1 yıl ardından prömiyer yapmamıza rağmen bana ilk günkü o heyecanı yaşattı ve seyircilerin memnuniyetini görmek çok sevindiriciydi benim için. 

5- Bu sene TUGFO’ya seçilmişsin. Buna çok çok sevindim. Senin gibi yetenekli bir müzisyeni zaten almaları gerekiyordu geç bile kaldılar! Bu haber karşısında heyecanlanmış olmalısın!? TUGFO yolculuğundan sonra belki onu da bize anlatırsın? 

  • TUGFO’ya seçilmem beni fazlasıyla heyecanlandırdı kesinlikle. Çok merak ettiğim bir tecrübeydi ve bunu tadabilecek olmak beni gerçekten mutlu etti. Gerek çalışma kampı olsun, gerek yurt içi ve yurt dışındaki konserler olsun hepsi çok değerli tecrübeler. Her şeyden önemlisi orkestra deneyimi benim için çok değerli. Pandemide uzunca bir süre bu deneyimden mahrum kalmıştım ve yoğun bir orkestra tecrübesine ihtiyacım vardı. İnanılmaz güzel bir repertuar var ve inanılmaz güzel konser salonlarında sahne alacağız, bu gerçekten çok değerli bir tecrübe olacak benim için ve paylaşmaya can atıyorum. 

6- Seninle yaptığımız son çalışmada Bach’ın partitasına çalışıyordun. Seni izlediğim resitalinde de Mozart ve Beriot çalmıştın. Bu besteciler Barok-Klasik ve Erken Romantik dönemlerdeki besteciler. Geniş bir yelpazede eserler çalışıyorsun aslında. İçlerinden favorim diyebileceğin bir besteci ya da müzik dönemi var mı? Genelde insanlar romantik dönem derler bu soruya cevaben ancak sen her dönemden parçalar buluyorsun kendinde gibi duruyor. Bu arada Bach sonat nasıl gidiyor hahah? 

  • Bach sınav repertuarımın bir parçasıydı, elimden geldiğince çalmaya çalıştım. Bach çalmak cidden çok zor asla tatmin olamıyorsun. Beni çalarken ve çalışırken en çok tatmin eden bestecilerden biri Beriot. Etüdlerinin, konçertolarının, parçalarının bir kısmına hakimim. Yoğun bir armonik altyapı ya da müzikal bir zorluğu yok çoğunlukla. İleri düzey bir klasik müzik dinleyicisini pek tatmin etmeyebilir ama benim için çoğunlukla yormayan ve keyif veren bir dinleti sunuyor eserleri. Bununla beraber kullandığı teknikler ve pozisyonlar da epey el altında bulunuyor. Aslında bu durum eserlerini basitleştiriyormuş gibi duruyor olabilir ama ben bu durumu kemana çok hakim olmasıyla bağdaştırıyorum. Güzel bir müzik ortaya koyarken aynı zamanda armoniyi, teknikleri ve pozisyonları el altında bulunan bir çerçeveye sığdırmak daha zor bence. Bu sebeple -Beriot kaynaklı- favori dönemim erken romantik-geç klasik dönem diyebiliriz. Müziğin formu ve virtüözitesi çok anlaşılır bence. Barok dönemde çerçevenin oluşmaması ve viztüözitenin yeni yeni gelişmesi, geç romantik ve modern dönemde de müziğin belli bir çerçeveye sığmaması ve viztüözitenin sınırlarının zorlanması işleri çok zorlaştırıyor müzikal yorumlamada. Dinleyici için de anlaşılması zor bir hal alıyor. 

7- Yakın ve uzak gelecekteki planlarından bize bahseder misin Rumeysa? Yakın gelecekte elbette TUGFO maratonu var belli ki. Uzak gelecekte ne düşünüyorsun? Bir senfoni orkestrasında üye olmayı mı? Solist olarak turnelerden turnelere koşmayı mı? Belki bir akademisyen olursun? Kayıt çalışması planların var mı? Ustalık sınıfı yapmak istediğin isimler kimler? 

Senin de söylediğin gibi yakın gelecekte TUGFO’yla olan çalışmalarım ve konserlerim en önemli konumda. Uzak gelecekle ilgili seçeneklerim var ama henüz karar vermiş değilim. Seçeneklerim arasında müzik teorisi okuyup akademisyen olmak veya senfoni orkestrasına üye olmak var. Hayatın ne getireceği belli olmuyor, bu sebeple hangi yoldan yürüyeceğim zamanla şekillenecek.   

8- Okuyucularımız senin bir kaydını bulabilir mi? Dinlemek isteyenler elbette olacaktır seni. Instagram sayfanda benim çektiğim bir kesit var resitalinden ve bunun yanında YouTube’da da benim sayfamda Wiosna’nın prömiyeri var. Başka bir platformda, yerde kaydın var mı? Bu arada, dinlemek isteyenler için bu röportajın altına video linkini bırakıyorum Wiosna’nın prömiyerinin.

Konser kayıtlarım var ancak yayında değiller. Dinleyicilerimi konser salonunda görmek beni daha çok mutlu eder. İzlenme sayısının bir kişi artmasındansa konser salonunda bir kişi fazla görmek herkes için daha büyük bir motivasyon bence. 

Bu keyifli söyleşi için teşekkür ederim Rumeysa. Seninle tekrardan konuşmak, görüşmek çok güzeldi. 

  • Ben de teşekkür ederim. Seninle çeşitli işler yapmak benim için keyif. Yaptığımız işlerin hepsi çok özeldi. Nice beraber projelere.  

Rumeysa ile beraber yaptığımız Wiosna projesinin YouTube kaydını sizinle paylaşmaktan mutluluk duyarız. Aşağıdaki linke tıklamanız yeterli olacaktır.

Etiketler

Ne düşünüyorsun ?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Henüz bir yorum yok.