GİRİŞ: Klasik orkestralarda çok büyük bir armonik görev gören viyola enstrümanında ülkemizin özel genç müzisyenlerinden birisi Birsu Çelik’tir. Bu yetenekli hanımefendi ile yaptığımız söyleşiyi okumanızı ve kendisini daha yakından takibe almanızı şiddetle tavsiye ediyor, sizi söyleşi ile bırakıyorum.
1- Merhaba Birsu, söyleşi teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Seni burada gördüğüm için çok mutlu oldum. Bize, bir müzisyen olarak Birsu Çelik kimdir, anlatır mısın? Baştan bugüne kadar senden bir özet istiyoruz!
- Merhaba Ayberk bu güzel teklifin için ben teşekkür ederim. 2001 yılında İstanbul’da doğdum. Müzik eğitimime 13 yaşında başladım. 2015 yılında Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesini kazandım ve bu okulda 4 yıl boyunca keman eğitimi aldım. 2018 yılında Öğr. Gör. Yonca Sülün ile çalışmalarıma devam ettim. 2018 yılının Mart ayında Beylikdüzü Gençlik Senfoni Orkestrası’nda çalışmaya başladım. Daha sonra bu orkestrada başkemancılık ve şeflik görevini üstlendim. 2019 yılında Okan Üniversitesi Konservatuvarı Müzik Bölümünü birincilikle kazanıp tam burslu olarak eğitimime devam ettim. 1. Sınıftan itibaren Öğr. Gör. Öykü Koçoğlu Erdem ile viyola çalışmalarına başladım. 2022 yılında iki ayrı tiyatro oyunu için beste çalışması yaptım. 2023 yılında İstanbul Okan Üniversitesi Konservatuvar bölüm birincisi olarak mezun oldum. 2023 yılında tam burslu şekilde Yüksek Lisans eğitimime başladım. Çeşitli oda müziği konserlerinde bulunarak, önemli şefler ile çalışmaya ve Öğr. Gör. Öykü Koçoğlu Erdem ile çalışmalarıma devam ediyorum.
2- Viyola eğitiminin yanında keman eğitimi de almışsın. Aynı aileden olsa da aslında birbirinden farklı iki enstrüman. Uzmanlaşmak istediğin enstrüman viyola oldu sanıyorum ki. Kemandan viyolaya geçiş nasıl oldu? Kemanla arandaki bağ hala devam ediyor mu? Viyolaya geçtiğin için ‘İyi ki!’ diyor musun?
- Keman eğitimim devam ederken viyola sürekli aklımın bir köşesinde olan bir enstrümandı. Her zaman tınısını çok sevmiştim. Yonca Hoca ile çalışmaya başladıktan sonra sevgim daha fazla arttı hatta Yonca Hoca ile tanıştığımız ilk derste bana “Şu viyolayı bir dener misin?” demişti. Çalıştığımız 2 sene boyunca aslında beni bu enstrümana hazırlamıştı. Üniversite sınavlarına 2 hafta kala viyolaya geçme kararı aldım ve Yonca Hoca beni Öykü Hoca ile tanıştırdı. Hayatımın en güzel kararını almama yardımcı ve sonsuz destek oldular. Viyola ile beşinci seneme girdim ve gerçekten her gün ‘İyi ki!’ diyorum.
3- Eğitmen anlamında kendini şanslı hissediyor musun? Bugüne kadar Öğr. Gör. Yonca Sülün, Öğr. Gör. Öykü Koçoğlu Erdem, Prof. Burcu Evren Yazıcı, Prof. Miguel Da Silva gibi oldukça usta isimlerle çalışma fırsatı buldun. Bugün bulunduğun konumda eğitmenlerinin yeri hakkında neler söylemek istersin?
- Eğitmen anlamında yolumu değiştiren ilk kişi Yonca Hoca’dır. Onunla tanıştıktan sonra nasıl çalışmam gerektiğini, düzenli ve verimli nasıl çalışmam gerektiğini öğrendim. Daha sonrasında Öykü Hoca ile çalışmaya başlayınca viyolaya alışma sürem başladı. Öykü Hoca, en büyük şanslarımdan biridir. Bana hem öğretmen hem abla hem yoluma ışık olmuştur. Öykü Hoca ile eserlerimin yanında mutlaka orkestra partileri çalışırdık ve böyle ilerleyerek hayatıma orkestralar eklenmeye başladı. Her gittiğim masterclass ile daha çok ilerledim. Kısaca eğitmenlerim ile hayata bakışım ve enstrüman çalışım her gün biraz daha ilerliyor.

4- 2022 yılında Melih Cevdet – Ölüler Konuşmak İsterler adlı tiyatro oyunun müziklerini besteledin. 2022 yılında ise La Medecin Malgre Lui adlı oyunda besteci olarak çalıştın. Bestecilik alanındaki çalışmalarına hala devam ediyor musun? Müzik üretme fikri çocukluktan mı geliyor? Bir icracının yanında profesyonel olarak bestecilikle de uğraşıyor musun, uğraşmak istiyor musun?
- Maalesef etmiyorum.. Bu iki proje üst üste gelmişti ve böyle bir şey çıktı. Benim düşüncem her müzisyenin içinde bestecilik olması. Enstrümanı elimize aldığımız zaman içimizden ne geliyorsa çalmaya başlıyoruz. Bu konu hakkında kesinlikle yaparım ya da yapmam demiyorum o yüzden her şey olabilir.
5- Viyola aslında keman ya da piyano kadar solo repertuvarı bulunan bir enstrüman değil ancak viyola için yazılmış enfes eserler de var. Viyola üzerine bu kadar fazla solo eser yazılmamasının sebebi ne olabilir sence? Ayrıca viyola için yazılmış, en sevdiğin müzikler neler? Bunları da merak ediyorum.
- Şimdi dönemler ilerledikçe görüyoruz ki hem enstrümanlar gelişiyor hem orkestralar büyümeye başlıyor. Viyolanın bence asıl yeri kesinlikle orkestradır. Orkestralarda görevi arttıkça besteciler bence solo eserlere çok yoğunlaşmamış. Bizim repertuvarımızın belirli eserleri var ve inan her birinin farklı zorlukları var. “William Walton-Viyola Konçertosu” ve “Henri Vieuxtemps F minor Elegie” favorilerimden ama hepsinin yeri çok başka.
6- Viyolanın sence müzikteki görevi nedir? Bir orkestrada, oda müziğinde ve solo olarak sence müziğe kattığı tını, rol nedir? Beste Tiknaz Modiri, bu konuda ‘Müzik bir pastaysa, viyola o pastanın kekidir. Kek olmadan pasta sadece dış görünüşüyle vardır. Yenemez.’ Demişti. Bu söze katılıyor musun?
- Viyola, kemana göre daha koyu ve yumuşak bir tona sahiptir. Bu sayede orkestralara armonik yapısının zenginliği ile eserin zenginleşmesini sağlar. Bir orkestra ya da oda müziğinin provasını önce viyolasız sonra viyola ile dinlemenizi önerebilirim. Gerçekten arasında olan fark çok bariz bir şekilde duyulacaktır.
7- Gelecek planlarını da öğrenebilir miyiz? İleride nasıl bir kariyer düşünüyorsun? Bestecilik ve icracılık olarak iki alanda mı devam edeceksin? Kayıt projelerin var mı? Çalışmak istediğin orkestralar, isimler neler? Gelecek planlarından da bize detaylıca bahseder misin?
- Şu an yüksek lisans ders dönemimi bitirdim ve Ekim ayında tezimi yazmaya başlayacağım. Gelecek planlamamın en başında akademik yol öncelikli. Ben biraz daha hayatın şekillendirmesine bağlı yaşıyorum. Hayal etmekten çok hedeflerimin olmasını planlarım ve o şekilde ilerlerim, kısacası her hafta yeni bir önceliğim kesinlikle vardır. Tabii herkes gibi çalmak istediğim, yapmak istediğim işler var ama şu an önceliğim tezi bitirip doktoraya başlamak ama söylediğim gibi hayat nasıl şekillendirirse öyle ilerliyorum. O Sahaf gezmeyi çok seven birisi olarak karıştırıp bulduğum bir kitaptan “Ahmet Samim Bilgen-Dünden Yarına Türküler” adlı kitabından aslında iki vokal ve piyano için düzenlemelerini biz kemençe, viyola ve piyano şeklinde seslendirdik. Dinlemek isterseniz diye bırakıyorum. Böyle bir imkan sağladığı için Ayberk’e teşekkürlerimi iletiyorum…
Birsu’nun güzel bir icrasını görmek ve dinlemek için aşağıda yer alan YouTube linkine tıklayabilirsiniz!







