Müzisyenlerle Sohbet Bölüm 11 – Ceylin Gökalp

1-) Selam Ceylin, hoş geldin. Seninle tekrardan bir söyleşi yapmak büyük keyif, beni kırmadığın ve benimle tekrardan söyleşi yapmayı kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Biliyorsun Müzisyenlerle Sohbet’ten de ben konuklarımdan hep kendilerini tanıtmalarını isterim söyleşiye başlamadan önce. Bize birinci ağızdan Ceylin Gökalp kimdir bir anlatır mısın? Ceylin müzikle nasıl tanıştı? Müzik kariyeri nasıl ilerledi? Ceylin neden klarnet çalıyor? Bize hepsini bir özet geç lütfen!
- Merhaba! Seninle bu söyleşiyi yapmak benim için de büyük bir keyif. Kendimi tanıtayım; Ceylin klarnet sanatçısı olma yolunda ilerleyen genç bir müzisyendir. Müzik yolculuğum küçük yaşlarda bale ile başladı. Bale eğitimim devam ederken sanatın farklı dallarını da merak ediyordum. Merakım ve o zamanlar gittiğim konserler, gösteriler sayesinde piyano dersleri almaya başladım. Ortaokula başlayacağım zaman ise müzik alanında ilerlemek istediğime karar verdiğim için Bilkent’in yetenek sınavına girdim ve kazandım. Klarnet bana komisyonun takdiri üzerine verilmişti ve ben yıllar boyu ilerledikçe klarneti hep daha çok sevdim.
2-) Ceylin sanırım seninle yaptığımız röportajda geçmişti bunun konusu. Sanırım Alman klarnetleri ve Fransız klarnetleri birbirinden farklı ve biz Türkiye’de daha çok Fransız klarnetler kullanıyoruz. Bu iki klarnet neden ve nasıl birbirinden farklı? Sen ikisini de kullandın mı? Şu an hangisini kullanıyorsun? Teknik olarak birbirinden ikisini ayıran en keskin özellikler neler sence? Bir de bu farklılığın sebebini biliyor musun? Ekolden olsa gerek diye düşündüm ben ama sana da sorayım istedim.
- Evet, doğru söylüyorsun! Alman klarneti ve Fransız klarneti arasında belirgin farklılıklar var. Türkiye’de ve dünyada genellikle Fransız sistemi klarnetler tercih ediliyor. Ülkemizde de Fransız sistemi ile eğitim verildiği için ben de Fransız sistemi klarnet kullanıyorum. Fransız klarneti Boehm sistemine göre yapılmıştır. Bu sistem, daha az sayıda tuş içerir ve teknik olarak daha kolay çalınabilir. Boehm sistemi klarnetler, Batı Avrupa ve Amerika’da, caz müziği de dahil olmak üzere birçok müzik türünde yaygın olarak kullanılır. Tonu genelde daha parlak, net ve açıktır. Alman klarneti Oehler sistemine dayalıdır. Oehler sistemi daha karmaşık bir mekanizmaya sahip olup, daha fazla tuş ve parça içerir. Alman klarnetinin sesi daha koyu, dolgun ve yuvarlaktır. Özellikle Almanya ve Avusturya gibi ülkelerde bu sistem daha yaygındır. Fransız klarnetlerinin ağızlıkları genellikle daha geniştir, bu da daha parlak ve açık bir ses çıkmasını sağlar. Alman klarnetlerinde ise ağızlıklar daha dar, iç çapı daha küçüktür, bu da tonun koyulaşmasına ve zenginleşmesine katkı sağlar.
3-) 2022 yılında ve 2024 yılında Ahmet Adnan Saygun konser salonunda resitaller vermişsin. Bu resitallerinde neler hissettiğini hatırlıyor musun? 2022 yılındaki resitalin ilk miydi senin için? Bunun yanında bu resitaller sonrası dinleyicilerden nasıl geri dönüşler aldın? Senin için nasıl deneyimlerdi? Bize biraz resitallerinden bahseder misin? Neler çaldın?
- Ahmet Adnan Saygun Konser Salonu’nda verdiğim resitaller, benim için çok özel deneyimlerdi. 2022 yılında verdiğim resital, aslında salonun büyüklüğü ve atmosferi nedeniyle oldukça heyecan vericiydi çünkü o benim ilk solo resitalimdi. İlk resitalin verdiği heyecanla sahneye çıktığımda, o anki duygularım oldukça yoğundu. Ancak müziğe başladığımda, her şey daha akıcı hale geldi. Eserleri çalmaya başlamadan önce besteci ve eser hakkında kısa konuşmalar yapmak hem seyirciler hem de benim açımdan oldukça güzeldi. 2024 yılında verdiğim resital de aynı şekilde çok güzel ve dolu dolu geçti. Geri dönüşler de oldukça olumluydu. Dinleyicilerin yorumlarıyla yaptığım müziğin onlara geçtiğini anlayabildim. İlk resitalimde Saint Saens, Poulenc ve Debussy gibi bestecilere yer verdim. 2024 resitalimde ise Nikolai Rakov, Vahl, Mendelssohn, Jiri Pauer ve Jacques Ibert’in eserlerini seçtim. Bu resitaller benim için sahne deneyiminin yanı sıra müzikal anlamda gelişmeme de katkıda bulundu.

4-) Klarnet kendiliğinden transpozeli bir enstrüman sanırım. Si bemol klarnet ya da la klarnet gibi türlerle geçiyor ismi klarnet ailesinin. Müzisyen olmayan okurlarımız için bu transpoze olayını açıklar mısın? Pikolo klarnet nedir? Sen hiç çaldın mı? Orkestralarda sanırım hep si bemol klarnet kullanılıyor değil mi? Yoksa diğer klarnet çeşitlerinin de kullanıldığı oluyor mu? Teknik olarak aralarında nasıl farklar var?
- Evet, doğru! Klarnet, kendiliğinden transpoze bir enstrümandır. Bu kavramı ve klarnet ailesinin çeşitlerini biraz daha açayım, müzisyen olmayan okuyucuların da rahatça anlayabileceği şekilde. Si bemol (Bb) klarnet ve La (A) klarnet müzik dünyasında sık kullanılan, birbirine benzeyen ama tonal farkları olan enstrümanlardır. İkisini de kullandım ve bu farkları deneyimleme fırsatım oldu. Şu anda ağırlıklı olarak Si bemol klarnet kullanıyorum, ama bazı eserlerde La klarneti kullanmam da gerekiyor. Transpoze enstrüman, çaldığınız bir notanın yazıldığı gibi değil, farklı bir perdede duyulması anlamına gelir. Si bemol klarnet en yaygın kullanılan klarnettir. Transpoze bir enstrüman olduğundan, notaları bir tam ton yukarı taşır. Örneğin, bir do notası çaldığınızda aslında si bemol sesi duyulur. La klarnet ise genellikle orkestralarda kullanılır ve tınısı Si bemol klarnete göre daha koyu ve yumuşaktır. Bu klarnet de transpoze bir enstrümandır, ancak bu kez notalar küçük üçlü yukarı taşınır. Yani do notası çaldığınızda la sesi duyulur. La klarnet, Si bemol klarnete göre biraz daha uzundur. Bu uzunluk farkı, La klarnetin daha düşük bir tona sahip olmasını sağlar. Pikolo klarnet, klarnet ailesinin en küçük üyesidir ve genellikle Mi bemol (Eb) tonundadır. Boyut olarak küçük olduğu için sesi çok daha tizdir ve parlak bir tınıya sahiptir. Diğer klarnetlere göre daha yüksek tonlardan ses verir. Teknik olarak Si bemol klarnete göre çalımı biraz daha zorlayıcı olabilir, çünkü daha küçük olduğundan tuşlara basmak biraz daha hassasiyet gerektirir. Ayrıca sesi daha keskin ve projeksiyonu kuvvetlidir, bu yüzden dikkat çekici pasajlarda kullanılır. Bunların yanı sıra bas klarnet de özellikle orkestra eserlerinde çok kullanılır. Her klarnet türü, farklı bir tını ve atmosfer yaratır, bu yüzden hepsinin farklı eserlerde yerleri ve görevleri vardır.
5-) Klarnet senin için ne anlam ifade ediyor Ceylin? Eğer klarneti hayatından alsaydık, ne değişirdi hayatında? Eğer klarnet çalmak bir anda yasaklansaydı dünyada, b planı olarak en çok hangi enstrümanı çalmak isterdin? Bir de merak ediyorum, eğer direkt müzisyenlik yasaklansaydı, yapmayı isteyeceğin ilk meslek ne olurdu?
- Klarnet hayatımın çok büyük bir kısmını kapsıyor. Eğer hayatımdan alsaydınız muhtemelen büyük bir boşluk hissederdim. Klarnet benim için sadece bir enstrüman değil çok daha fazlası. Duygu ve düşüncelerimi ifade etmemi, müziğin dünyasında daha derinlere inmemi sağlıyor. Anılarımın birçoğunun içinde olduğunu düşünecek olursak bir dost bile diyebiliriz belki. Eğer klarnet çalmak aniden yasaklansaydı, belki de flüt çalmayı denemek isterdim. Flütün tınısını oldukça beğeniyorum. Klarnetteki gibi duygusal bir derinlik taşıyor. Aynı zamanda, flütün zarif sesi ve zengin repertuarı oldukça ilgi çekici. Eğer müzisyenlik tamamen yasaklansaydı, yapmayı isteyeceğim ilk meslek büyük ihtimalle mimarlık olurdu.

6-) TUGFO deneyiminden konuşma zamanımız geldi de geçiyor. Bize TUGFO maceranı aktar Ceylin! TUGFO bana kalırsa ülkemizin gerçekten önemli orkestralarından birisi ve bu anlamda gençlere hem yurtdışı imkanı sağlaması ve önemli konser salonlarında müzik yapma ayrıcalığını tanıması bakımından olukça da önemli. Senin deneyimlerin nasıldı TUGFO’da geçirdiğin süre içerisinde? Turnenden biraz bahseder misin? Cem Mansur gibi bir şefle çalışmak nasıl bir duygu/deneyim? Yurtdışında konserlere ilk kez mi katıldın? Sence yurtdışının dinleyicisi ile Türkiye dinleyicisi arasındaki farklar neler? Hatta, konser salonları anlamında konuşalım. Yurtdışındaki konser salonları ile ülkemizdeki konser salonları arasında nasıl farklar saptadın?
- TUGFO deneyimim gerçekten çok güzeldi. Bu orkestra, genç müzisyenlere yurtdışında performans asergileme fırsatı sunarak sadece müzikal becerilerimizi geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası müzik sahnelerinde yer almanın heyecanını yaşatıyor. TUGFO ile geçirdiğim süre boyunca birçok değerli anı biriktirdim ve bu süreç benim için son derece öğretici oldu. Turne boyunca, Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve yurtdışında konserler verdik. Her bir konser, yeni bir deneyim, yeni bir seyirci ve yeni bir atmosfer demekti. Cem Mansur gibi bir şefle çalışmak, müzikal anlamda eşsiz bir deneyimdi. Onun rehberliğinde, müziği daha derinlemesine anlama fırsatı buldum. Sahnedeki duruşu ve orkestrayla olan etkileşimi, bana çok şey öğretti; nasıl bir topluluğun parçası olabileceğimi ve bireysel yeteneklerimi nasıl daha iyi bir bütün haline getirebileceğimi gösterdi. Evet, yurtdışında konserlere katılmak benim için bir ilkti. Bu hem bir sanatçı olarak hem de bir insan olarak büyümeme katkı sağladı. Farklı kültürlerden dinleyicilere müziğimizi sunmak çok güzel bir deneyimdi. Bence Türk dinleyicisiyle kıyaslandığında, yurtdışındaki dinleyicilerin daha fazla müzik türüne aşina olduğunu ve daha çeşitli müzik anlayışına sahip olduklarını söyleyebiliriz. Fakat ülkemizdeki dinleyicilerin de oldukça merakı ve ilgisi olduğunu söylemeliyim. Yurtdışındaki konser salonları genellikle büyük, iyi akustik özelliklere sahip ve estetik oldukça görkemliydi. Türkiye’deki konser salonları da güzel ve etkileyici, ancak bazıları, özellikle akustik açısından daha iyiydi diyebilirim.
7-) Sence eğitmen konusunda şanslı mısın? Karşına çıkan öğretmenlerin konusunda neler söylemek istersin? Leonid Volkov gibi eğitmenlerin olmuş. Hatta bunun yanında Michel Lethiec, Fabrizzo Meloni, Paul Meyer gibi isimlerin de ustalık sınıflarına katılmışsın. Saydığımız tüm bu müzisyenler, öğretmenlerin, senin müzik hayatına nasıl katkılarda bulundu? Bir müzik öğrencisi için öğretmeni ona ne anlam ifade ediyor sence?
- Evet, eğitmen konusunda gerçekten şanslıyım. Karşıma çıkan öğretmenlerin her biri çok değerli. Öncelikle bir müzisyen için öğretmeni çok önemli. Bir müzik öğrencisi için öğretmen, sadece teknik bilgi aktaran biri değil; aynı zamanda bir mentor ve yol göstericidir. Belki kişi çok bilgilidir fakat aktarmak, öğretme yeteneği gerçekten çok önemli. Bu, müzikal gelişimle birlikte kişisel gelişimi de kapsar. Öğretmen, öğrencinin yeteneklerini keşfetmesine ve sınırlarını zorlamasına yardımcı olurken, motivasyon kaynağı olur. Bir öğretmenin etkisi, yalnızca eğitim süreciyle sınırlı kalmaz; öğrencinin özgüvenini artırır, sanatsal bakış açısını geliştirir ve müzikle kurduğu bağı derinleştirir. Leonid hocam da bahsettiğim konularda ve öğretme konusunda oldukça başarılı. Pedagojik yaklaşımlarla öğrettiği için farklı yaşlardaki öğrencileri olarak çok verimli dersler, çalışmalar yapıyoruz. Ustalık sınıfına katıldığım Michel Lethiec, Nicholas Cox, Philippe Cuper, Alain Damiens, Fabrizzo Meloni, Joe Christophe ve Paul Meyer gibi isimler, farklı perspektifler sunarak müzik dünyasında daha geniş bir vizyon kazanmamı sağladı. Her biri, kendi tarzlarını ve bilgilerini paylaşarak benim için ilham kaynağı oldular. Farklı ekollerden, kültürlerden uluslararası tanınmış kişilerle çalışabilmek çok büyük bir kazançtır.
8 ) Gelecekteki planlarını öğrenebilir miyiz? İleride tam olarak kendini nerede görmek istersin? Klarnet ile akademiden ilerleyebilirsin ya da orkestra üyesi olabilirsin. Klarnet çalıp sadece solistlik yapanlar var mı bu arada? Yani bir piyano ya da keman kadar popüler değil sanırım klarnet solistlikte. Öyle bir seçenek varsa düşünüyor musun? Bu konuda da yani gelecek konusunda da fikirlerini alalım. Belki yakında olacak konserlerin vardır ve bize ufak ufak haberlerini vermek, ya da sızdırmak (: istersin?
- Klarnetle ilgili hedeflerim hem akademik hem de sahne kariyerimi bir arada yürütmeyi kapsıyor. Gelecekte, klarnet eğitimimi derinleştirip, akademik kariyerime yönelmek istiyorum. Müzik eğitimi vermek, genç müzisyenlerin gelişiminde katkıda bulunmak da benim için çok değerli. Ayrıca, uluslararası müzik festivallerinde ve etkinliklerde yer alarak konserler de vermeyi çok istiyorum. Klarnet, piyano ya da keman kadar yaygın bir solist enstrümanı olmasa da klarnetle solo performans sergileyen birçok yetenekli sanatçı var. Sabine Meyer, Martin Fröst, Karl Leister gibi isimleri örnek verebiliriz. Akademik anlamda eğitimime devam ettiğim için oldukça yoğunum fakat bu yıl için planladığım birkaç proje var.
9-) Eklemek istediğin bir şey var mı Ceylin?
- Eklemek istediğim bir şey yok ama bu sohbetin benim için çok değerli olduğunu vurgulamak isterim. Müziğin her yönü hakkında konuşmak ve deneyimlerimi paylaşmak beni gerçekten mutlu ediyor. Eğer dinleyicilere ya da müzikle ilgilenenlere bir mesaj vermek istersem, her zaman tutkularının peşinden gitmelerini ve müziğin hayatlarını nasıl zenginleştirebileceğini keşfetmelerini öneririm. Benimle böyle keyifli bir sohbet yaptığın için çok teşekkür ederim!
Çok teşekkürler Ceylin, seninle konuşmak her daim keyifli.







