Müzisyenlerle Sohbet Bölüm 15 – Azra Güler

GİRİŞ

Müzisyenlerle Sohbet serimiz hız kesmeden kaldığı yerden devam ediyor. Özellikle genç müzisyenlerle birlikte söyleşiler yapmanın çok büyük önem arz ettiğine inanan Ayberk Durgut, Müzisyenlerle Sohbet’in 15. bölümünde çellist Azra Güler’i ağırlıyor. Değerli Azra Güler, Türkiye Klasik Müzik Topluluğu’na verdiği özel röportajda kariyerinden, deneyimlerinden ve gelecek planlarından detaylıca bize bahsetti. Sizleri röportaj ile bırakıyor ve keyifli okumalar diliyoruz.

RÖPORTAJ

1- Merhaba Azra, öncelikle röportaj davetimizi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Seni daha yakından tanımak isteriz. Müzikle tanışma hikâyenle başlayarak, bugüne kadar aldığın eğitim, birlikte çalıştığın önemli isimler hakkında bize bilgi verir misin? Müzikal yolculuğunu dinlemeyi çok isteriz. 

  • Merhaba Ayberk, nazik davetin için ben teşekkür ederim. Öncelikle 18 yaşındayım, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarında Lisans 1 öğrencisiyim. Müzik ile tanışma hikayem aslında çok spontane bir şekilde gelişti. Ben İlkokul 1.sınıfta iken ablam  piyano dersleri alıyordu bir gün bende onunla bir derse gitmeye karar vermem ile benim için çok değerli sevgili hocam  olan Gülçin GÜLEŞ ile tanıştım, müzik kulağım olup olmadığını merak etmesiyle beni hemencecik orada bir kulak testine soktu ve sonuçları ailemle paylaşmasıyla beraber ben keman, solfej ve kulak eğitimi almaya başladım, bu süreç 4 yıl kadar sürdü. Düzenli olarak keman çalışırdım ve yaptığım müzik daha başında olmama rağmen çok hoşuma giderdi. İlkokulumu bitirdiğim yıl Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarının  Ortaokul yetenek sınavına girdim ve enstrüman olarak viyolonsel uygun görülmesiyle beraber  5.sınıfta İzzet NAZLIAKA ile çalışmalarımıza başladık,8.sınıfta  ise Timur Kerem AYKAL ile çalışmalarımıza devam ettik halen onun öğrencisi olarak okumaktayım. Bu değerli isimlerin dışında hayatımda büyük rol oynayan Sevgili Marina RAHMATULLA ve Artur RAHMATULLA ile çalışmalar yapma fırsatım oldu.Bunlar dışında kendi okulumun önce lise orkestrası daha sonra Lisans akademik orkestrasında düzenli olarak çalmaktayım. 

2- Profesyonel müzisyenlik kariyerine çello ile devam etme kararını alırken seni ne etkiledi? Çellonun senin için taşıdığı anlam ve önemi merak ediyorum. Ayrıca, hayatını profesyonel anlamda müzisyen olarak sürdürmeye ne zaman, nasıl ve neden karar verdiğini de öğrenmek isterim. Bu konuda bizimle neler paylaşabilirsin? 

  • Öncelikle bu kararı vermiş olmaktan bir gün bile pişman olduğumu bilmem. Profesyonel olarak çello çalmaya karar vermemdeki en büyük etken  bu işe verdiğim özen, ince detay çalışmaları yapmak bana hiç bir zaman zor gelen bir aktivite  olmadı, tam tersine bu çalışmaları hep çok sevdim, yaptığım müzikte bir şeyler hissedebilmek veya beni dinleyen seyircilerin kalbinde bir yerlere dokunabilmek, müziğim ile hayatlarında yaşadıkları anılarda anlam bulmaları kendime  hep 1.sıraya koyduğum bir hedeftir. Çellonun benim için anlamını kelimelere dökmek aslında çok zor, aslında  onu bir saz olarak görmek değil de duygularımı dışarıya yansıtabildiğim eşsiz bir cevher olarak görüyorum. Çello çalarken kontrolün hep bende olması, onunla bir sazdan çok tek bir vücut olarak var olmak, yaşadığım her duyguda  hep yanımda olması, benim için her zaman hayatımda en değer verdiğim şey  olmasına sebep olmuştur., sınırsız müzik hakkın, özgürce yorum yapabilme hakkının olduğu bir zenginliktir kendisi. Bir gün hiç unutmuyorum orkestra konseri vermiştik ve eser bittiğinde selam için ayağa kalktığımızda beni hayatımda en mutlu eden şeyin bu olduğunu fark etmiştim ve o saniyeden itibaren bu işe devam etmek, ve ona olan bağımlılığımın kat kat arttığını ve asla bırakmayacağıma karar verdim. 

3- Bugüne kadar çalıştığın isimler konusunda kendini şanslı hissediyor musun? Ayrıca, eğer istediğin bir müzisyenle ustalık sınıfı yapma şansın olsaydı, bu kim olurdu? Ülkemizden çalışmayı hayal ettiğin başka isimler var mı? Merakla dinliyoruz. 

Evet kendimi  çok şanslı hissediyorum özellikle Sevgili Kerem AYKAL hocamın bende ki yeri çok ayrıdır, fakat tabi ki şuan ki amacım başka değer verdiğim müzisyenler ile çalışma yapabilmek  kendimi dinleterek  veya dinleyerek daha çok şey öğrenebilmek. Çağ Erçağ, Poyraz Baltacıgil, Nil Kocamangil,ve Dilbağ TOKAY İle çalışma yapmayı çok isterim. 

4- Sence eğitmen konusunda şanslı mısın? Karşına çıkan öğretmenlerin hakkında ne söylemek istersin? Bir müzik öğrencisi için öğretmeni ona ne anlam ifade ediyor sence? 

Öncelikle Kerem AYKAL hocam ile tanıştığım için kendimi son derece şanslı hissediyorum, karşıma çıkan her öğretmen benim için çok önemli tabi ki de her birinden farklı bir yön kaptığımı düşünüyorum teknik olsun  müzik olsun. Bir öğrenci için öğretmeni gerçekten çok önemli, çünkü seni hem son derece motive de edebilir son derece aşağı da çekebilir, Kerem Hocamdan örnek vermem gerekirse gerçekten çok değerlidir benim için kendisi, beni hem motive ederken hem yol gösterir bildiği her teknik ve müzik kalitesini bana aktarır ve ne olursa olsun kendi müziğimi yapmama olanak sağlar fikirlerime hep saygı duyar onun ile çalışma yapmak için odaya girip de bir şey öğrenmeden odadan çıktığım hiç olmadı. Bizler bazı yoğun çalışma dönemlerimizde bunalmış hissedebiliyoruz ve burada en önemli destek ailemin yanında  hep kerem hocamdan gelmiştir beni her zaman desteklemiştir hep yanımda olmuştur, bir öğretmenin öğrencisine sonsuz güvenmesi gerekmektedir bence ve öğrencisini iyi tanıması gerekir, bazenleri sahneye çıkıp hiç yapmadığımız hatalar yapıp indiğimizde bile ben seni tanıyorum kendini üzme bazen olur diyip rahatlatabilmelidir öğrenciyi. Bunu öğretmeninden gören öğrenci emin olun ki kendine karşı  sonsuz bir güven oluşturur içinde ve bunu kimse yıkamaz, dolayısıyla öğretmenin önemi öğrencinin aslında hemen hemen her karakteristik özelliği ile bağlantılı olduğunu  düşünüyorum, bir gün bile pişman olmadım Kerem hocamın sınıfına geçmekten yine olsa yine aynı şeyi yapardım, İleride akademisyen olarak kariyerime devam etmek istersem ilk örnek olarak alacağım insan Kerem hocam olacaktır… 

5- Ülkemizdeki hangi orkestralarla birlikte çalışma fırsatın oldu? Bir çellistin sadece solist olarak değil, aynı zamanda orkestranın bir parçası olarak da görevlerinin ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Ülkemizdeki diğer orkestralarla birlikte çalışmayı arzu ettiğin orkestralar var mı? Bu konuda herhangi bir girişimin oldu mu? 

Lise eğitimim boyunca Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarının gençlik senfoni orkestrasında çaldım, Lisansa geçtiğimden beridir de Akademik orkestrasında düzenli olarak çalmaktayım bunun dışında Başkent filarmoni Orkestrasında Ve TED Senfoni Orkestrasında çaldım, evet çellonun görevi büyük  her enstrüman da olduğu gibi. Şuan da bir parçası olmayı hedeflediğim ilk orkestra olarak TUGFO var… Tabi ki ilerisi için CSO, İzmir, İstanbul, Bursa, Çukurova, Antalya senfoni orkestralarında da çalmayı çok isterim… 

6- Müzik kariyerin boyunca asla unutamayacağım dediğin anlar nelerdi? 

Öncelikle  çıkıp verdiğim  hiçbir konseri unutamam. Benim için her biri çok değerli ve eşsiz güzelliktedir ama asla unutamayacağım bir ana gelirsek, bahsettiğim gibi insanların müziğimde bir şeyler hissedebilmesine çok önem veririm. Geçen yıl okulumda verdiğim resital konserimde çaldığım Bach Solo Süitlerden sonra beni dinlemek için gelen çok  değer verdiğim bir hocamdan, dinler iken kendi ile bağdaştırabildiği noktalar olduğunu söylemesiydi, bu denli değer verdiğim bir hocamdan bunu duymak beni tatmin etmiş hissettirmişti asla unutamayacağım diyebileceğim güzel ve önemli bir andı benim için… 

7- Biraz da geleceğe odaklanmak istiyorum. Gelecek planlarında, bir akademik kariyer yapmayı mı, bir solist olarak turnelerden turnelere koşmayı mı, yoksa bir orkestranın parçası olmayı mı tercih edersin? Bu konuda düşüncelerin ve hedeflerin neler? Ayrıca, albüm kaydetme gibi bir planın var mı? Eğer bir bestecinin albümlerini kaydetme fırsatın olsaydı, bu hangi besteci olurdu ve neden? 

Açıkçası ben her zaman bir orkestranın parçası olmaktan keyif almışımdır ama tabi ki hayatım da her şeyi deneyimlemek istiyorum, solistlik yaptığım bir dönem olacağına eminim, ama şuan ki planlarım arasında buna daha zaman var, akademisyenlik yapmayı çok düşündüm, bir öğrencinin eğitimine yön vermek ona belki de ilk defa müziğin ne olduğunu hissettirebilmek eminim çok değerli bir duygudur yine solistlik gibi bunu da hayatımın bir döneminde mutlaka yapacağım. Kesinlikle şunu yapacağım diyebilmek çok zor benim için çünkü dediğim gibi hepsinin önemi ve güzelliği apayrı. Albüm kaydetme planım evet var. Johann Sebastian Bach’ın çello solo süitlerini kaydetmek istiyorum. Bach çalmak benim için her zaman çalışma esnasında en özendiğim, en zevk aldığım ve en ince detayına kadar çalıştığım, en değer verdiğim eser olmuştur. Sebep olarak şunları verebilirim, istediğin gibi yorum yapabilme erişimin, çalarken hissettiklerini karşıya direkt verebilme rahatlığın ve çalarken en özgür hissettiğim besteci olmasıdır. 

8- Eklemek istediğin son bir şey var mı Azra? 

Başka bir şey yok Ayberk, bu güzel söyleyiş için teşekkür ederim ayrıca seninle tanışmak da çok güzeldi umarım ilerleyen zamanlarda güzel işler yapmaya devam ederiz. Müzik hayatımızın her döneminde olan bir mucize yapan veya yapmayan veya yapmak için çabalayan herkese başarılar ,okuyan birine ilham verebildiysem ne mutlu bana, bende pes etmeden çok çalışmaya ve yaptığım işin ne kadar kıymetli bir iş olduğunu unutmadan, her zaman içimdeki saf, kalbimden gelen duygularla çalmaya devam edeceğim. Ayrıca  şimdiye dek kararım ne olursa olsun beni  hep destekleyen bir aileye sahip olduğum için çok şanslıyım. Bu değerli sohbet için tekrar teşekkür ederim Ayberk. 

Etiketler

Ne düşünüyorsun ?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Henüz bir yorum yok.