Robert Schumann’ın Genç Müzisyenlere Öğütleri

Klasik batı müziğinin en üretken romantik bestecilerinden birisi olan, Alman piyanist, müzik eleştirmeni ve besteci Robert Schumann, 1848 senesinde toplamda 68 adet öğütten oluşan bir yazı yazdı. Bu yazı, genç müzisyenlere ve müzisyen adaylarına hitap eden bir dizi tavsiyeden oluşan listeydi. Tarihin en önemli bestecilerinden birisi olan Schumann’ın, genç müzisyenlere bu denli değerli düşüncelerini ve tavsiyelerini bırakması ve günümüzde bunlara bu rahatlıkta erişebiliyor oluşumuz, gerçekten bir hazinedir. Bazı sözleri, direkt olarak çevirmektense birkaç yorum katarak derledim. Bu anlamda birçok kaynakta sözlerin de farklılık içermesi doğaldır.
- Robert Schumann’ın Genç Müzisyenlere Öğütleri (Tam Liste / Sırasıyla)
1-) En önemli şey, duyma yetisini yetiştirmektir. Tonları ve tuşların çıkardığı sesleri ayırt etmek için erkenden çaba göstermeye koyulun. Bir çan, guguk kuşunun ya da bir pencere camının sesi… Her birinin hangi tonları verdiğini bulmaya çalışın.
2-) Şüphesiz ki gam çalışmalarına ve parmak egzersizlerine yeterli zamanı ayırmalısınız. Elbette ki tek başına bu çalışmalar yeterli değildir. Bu döngüde bir çalışma ile büyük sonuçlar elde etmeyi düşünen ve olgun bir yaşa kadar günde saatlerini yalnızca bu mekanik çalışmalara harcayan birçok insan vardır. Bu durum, her gün alfabeyi daha fazla telaffuz etmeye çalışmamızla hemen hemen aynıdır! Zamanınızı daha faydalı bir şekilde kullanabilirsiniz.
3-) Sessizce ses veren piyano-klavyeler gibi enstrümanlar var; bir süre deneyin ve bunların
işe yaramaz olduğunu göreceksiniz. Aptal insanlar bize konuşmayı öğretemez.
4-) Eserin belirttiği tempoya tam olarak uyun! Birçok virtüözün icrası size sarhoş bir kişinin yürüyüşünü andırabilir. Böyle bir icrayı rehberiniz olarak almayın.
5-) Armoni kurallarını ve armonilerin birbiri ile olan uyumunu, zamanında öğrenin.
6-) Teori, şifreli bas, kontrpuan gibi kavramlardan sakın korkmayın. Eğer siz bu kavramlara arkadaşça yaklaşırsanız onlar da size bir o kadar ılımlı yaklaşacaktır.
7-) Asla kaçamak verme! Her zaman büyük bir enerji ile eseri icra et ve o icrayı sakın ama sakın yarım bırakma.
8) Bir eseri çok hızlı ya da çok yavaş bir şekilde çalışabilir, çalabilirsiniz. Emin olun ki her ikisi de yanlıştır.
9-) Teknik olarak size kolay gelen eserleri, en zarif ve en güzel şekilde icra etmeye çalışın. Kolay eserleri güzel icra etmek, zor eserleri kötü icra etmekten bin kat iyidir!
10-) İyi akort edilmiş bir enstrümanda çalıştığınızdan emin olmalısınız.
11-) Bir eseri sadece piyano üzerinde çalmak yetmez. O eserin melodisini piyano olmadan, havada da mırıldanabilmelisiniz. Hayal gücünüzü sınırlamayın. Böylece bir eserin yalnızca melodisini değil, armonik hatlarını da özümsemiş olacaksınız.
12-) Güçlü bir sese sahip olduğunuzu düşünmüyor olsanız bile, enstrümanınızın yardımı olmadan ilk bakışta eserin melodisini söylemeye çalışın; bu sayede müzik kulağınız sürekli olarak gelişecektir. Ancak iyi bir sese sahipseniz, onu geliştirmek için bir an bile tereddüt etmeyin; bunun aynı zamanda cennetin size bahşettiği en değerli hediye olarak düşünün.
13-) Herhangi bir müzik parçasını çalmadan, sadece kağıt üzerinden de anlayabilmelisiniz.
14-) Bir eseri icra ederken, sizi dinleyen kişilere aldırış etmeyin.
15-) Her daim yanınızda bir usta sizi dinliyormuşçasına özenli ve dikkatli çalın.

16-) Eğer birisi önünüze çalmanız için bir parça müzik notası koyarsa, o müziği icra etmeye geçmeden önce kesinlikle okuyun.
17-) Gün içerisinde yapmanız gereken müzikal çalışmayı tamamladınız ve yorgun hissediyorsunuz. Gidip dinlenmeniz, yorgun halde daha fazla kendinizi çalışmaya zorlamanızdan daha iyidir. Emin olun, canlılık ve tatmin olmadan çalışmak, çalışmamaktan daha kötüdür.
18-) Müzikte olgunlaşmaya başladıkça popüler kültürün etkisinde kalmayın. Zaman oldukça değerlidir. Bugüne kadar yazılmış tüm iyi müziklerle tanışmak isteseniz, bir değil bin ömür yaşamanız gerekir.
19-) Tatlılar, pastalar ve şekerlemelerle çocuklarımızı sağlıklı bir şekilde yetiştiremeyiz. Zihinsel gıda
bedensel gıda kadar basit ve besleyici olmalıdır. Büyük besteciler, birincisini yeterince sağlamışlardır. O bestecilerin eserlerine sadık kalın.
20-) Tüm gösterişli müzikler kısa sürede eskimeye başlar. Hızlı icraat yalnızca gerçek müziğin performansını mükemmelleştirmek için kullanıldığında değerlidir. Hız tutkunu olmayın.
21-) Kötü olduğuna inandığınız kompozisyonların yayılmasına asla yardım etmeyin; aksine, onları içtenlikle bastırmaya ve yok etmeye yardımcı olun.
22-) Kötü eserleri ne çalmalısınız ne de birisi size zorla dinletmediği sürece dinlemelisiniz.
23-) Hızın veya eserdeki pasajları kusursuzca çalmanın en büyük amacınız olduğunu düşünmeyin. Bestecinin amaçladığı gibi, bir müzik parçasıyla bestecinin istediği gibi bir izlenim yaratmaya çalışın; bundan sonraki tüm çabalar karikatürlerden ibarettir.
24-) İyi bestecilerin eserlerini değiştirmeyi, bazı bölümlerini çıkarmayı veya popüler kültüre ait alakasız süslemeler eklemeyi iğrenç bir alışkanlık olarak düşünün. Bu, sanata yapabileceğiniz en büyük hakarettir. Besteci ne yazmışsa, ona sadık kalın.
25-) Seviyenize uygun eserlerin seçimi konusunda, kendinizden daha deneyimli kişilerin tavsiyesini isteyin; bunu yaparak çok zaman kazanacağınıza emin olabilirsiniz.
26-) Hepimizin duyduğu o büyük bestecilerin bütün önemli eserlerini, çok ama çok yavaşça öğrenmelisiniz. O eserler, bir anda çalabileceğiniz türden eserler değildir.
27-) Kalabalığın alkışıyla coşmayın. Değerli bulduğunuz sanatçıların alkışı daha anlamlıdır.
28-) Popüler kültürün ürünü olan her şey yakında etkisini kaybedecektir. Eğer bunu olgunluk döneminizde uygularsanız (popüler kültür ürünlerini tüketmekten bahsediyor.), kimsenin değer vermediği bir züppe gibi görüneceksiniz.
29-) Büyük kalabalıklar önünde çok fazla konser vermek sandığınız gibi yararlı değil, zararlıdır. Vereceğiniz konserin dinleyici kitlesi de vereceğiniz konserin kalitesinde olsun. Kötü olduğuna inandığınız hiçbir müziği, icra etmeyin.
30-) Başka müzisyenlerle birlikte müzik yapma fırsatını kaçırmayın; örneğin düetler, üçlüler, vb.;
bu size akıcı ve yüksek bir çalma stili ve kendine hakimiyet kazandırır. Ayriyeten, sık sık şarkıcılara eşlik edin.

31-) Bir orkestradaki herkes birinci keman olmak isteseydi, o orkestra hiçbir zaman kurulamazdı. Tüm müzisyenler, yerlerini bilmelidir.
32-) Kendi çalış stilini sev, ama onu en değerli ve hayatında çalacağın tek stil olarak görecek kadar kibirli olma. Unutma ki senin icran kadar iyi, başka müzisyenlerin icraları da var. Ayrıca şarkıcıların var olduğunu ve hem koro hem de orkestradaki sayılarının, en yüce müziği ürettiğini unutma; bu nedenle hiçbir soloyu abartma.
33-) Müzik olgunluğu kazandıkça, virtüözlerden çok, notalarla (veya bölümlerle) daha yakın olun.
34-) Büyük bestecilerin füglerini kesinlikle çalışın. Özellikle Johann Sebastian Bach’ın ”İyi Düzenlenmiş Klavye” defterleri, günlük yemekleriniz olsun. Bu sayede kesinlikle ustalık kazanacaksınız.
35-) Yakın dostlarınızı, sizden daha bilgili olan insanlardan seçin.
36-) Müzik çalışmalarınızın ciddiyetini şiir okuyarak azaltabilirsiniz. Yollarda ve ormanlarda bol bol yürüyüş yapın. Doğayla iç içe olun.
37-) Şarkıcılardan çok şey öğrenebilirsiniz, ancak onların söylediği her söze de inanmayın.
38-) Unutmayın, bu dünyada bir tek siz yoksunuz. Mütevazı olun! Başkalarının daha önce düşünmediği veya keşfetmediği hiçbir şeyi henüz keşfedememiş veya düşünememiş olabilirsiniz. Ve gerçekten de bunu yaptıysanız, bunu başkalarıyla paylaşmanız gereken, insanlığa yaptığınız büyük bir armağan olarak düşünün.
39-) Müzik tarihini inceleyerek ve farklı dönemlerde üretilmiş başyapıtları dinleyerek kibir ve küstahlıktan en kolay şekilde kurtulacaksınız. Bestecileri iyi tanıyın. Eserleri dinleyin.
40-) Daha olgun bir yaşa geldiğinizde, sık sık okumanız gereken çok değerli bir kitap ismi vereceğim size: Thibaut’un, Alman profesör, yazdığı On Purity in Music.
41-) Bir kilisenin önünden geçerseniz ve bir org sesi duyarsanız, içeri girin ve dinleyin. Eğer org sandalyesine oturmanıza izin verirlerse, hiçbir şey bilmeseniz dahi, parmaklarınızı orga yerleştirin ve müziğin yüce gücünün etkisi altında kalın.
42-) Eğer şansınız varsa org üzerinde pratik yapma fırsatını kaçırmayın. Çünkü üslup ve dokunuşun hatalarını veya kirliliğini bu kadar etkili bir şekilde düzeltebilecek dünya üzerinde bir başka enstrüman daha yoktur.
43-) Özellikle bir koral eserin orta kısımlarda sık sık nakaratlarda şarkı söyleyin, bu sizi gerçek bir müzisyen yapacaktır.
44-) Müzikal olmak nedir? Gözleriniz, büyük bir endişeyle kağıtta yazan notalara sabitlenmişse ve parçanızı istemeyerek çalıyorsanız, müzikal olamayacaksınız; (birisi aynı anda iki sayfa çevirse bile) aniden durup devam edemezseniz, öyle olmayacaksınız. Ama yeni bir parçada neyin geleceğini neredeyse önceden görebiliyorsanız veya eski bir parçada bunu hatırlayabiliyorsanız, kısacası, sadece parmaklarınızda değil, aynı zamanda kafanızda da müzik varsa ve duyuyorsanız, öyle olacaksınız.
45-) Peki, biz müzisyenler nasıl müzikle uğraşırız? Bu, genç dostum, doğrudan Tanrıdan gelen bir armağandır; esas olarak iyi bir kulak ve hızlı bir kavrayıştan oluşur. Ve bu armağanlar geliştirilebilir ve daha fazla geliştirilebilir. Kendinizi odanıza kapatıp sadece ama sadece teknik çalışmalarla sınırlayarak müzikle uğraşmayacaksınız, ancak müzik dünyasıyla, özellikle koro ve orkestra ile
kapsamlı bir ilişki kurarak müzikle uğraşacaksınız.
46-) Erken yaşlarda, insan sesinin dört değişikliğinin kapsamı hakkında iyi bilgi sahibi olun. Özellikle koroda şarkı söylerken buna dikkat edin. En yüksek gücün, hangi tonlarda yattığını, yumuşak ve hassas tutkuları etkilemek için hangi diğer tonlarda kullanılabileceğini inceleyin ve bunu şarkı söyleme stilinize kesinlikle yansıtın.
47-) Sadece kendi milletinizin değil, diğer ulusların da milli eserlerine ve halk şarkılarına kulak verin; bunlar en güzel ezgilerin geniş bir ailesini içerir ve size çeşitli milletlerin karakteri hakkında bir fikir verir.
48-) Çok eski yazım notasyonları okumayı sakın ihmal etmeyin, aksi takdirde geçmiş zamanlara ait birçok hazine sizin için kapalı bir çeşme olarak kalacaktır.
49-) Çeşitli enstrümanların tonlarını ve karakterlerini erken fark edin; onların kendine özgü seslerini kulağınıza kazımaya çalışın. Orkestradaki her bir enstrümanı tanıyın. Seslerini doğa ile özdeşleştirin ve kafanızda yer edin.
50-) İyi bir opera temsili gördüyseniz, ne işiniz varsa bırakın ve o operayı izleyin.

51-) Eski müziklere ve notasyonlara büyük saygı gösterin, ancak yeni denemelere de sıcak bir ilgi gösterin. Bilmediğiniz isimlere karşı önyargılı olmayın.
52-) Bir eseri ilk defa duyduğunuzda yargılamayın; ilk anda hoşunuza giden bir melodi her zaman en iyi olmak zorunda değildir. Usta bestecilerin eserlerinin üzerine çalışılması gerekir. Birçok şey daha ileri bir yaşa ulaşana kadar sizin için netleşmeyecektir. Müzikal ve hayati olgunluk, önemlidir.
53-) Eserleri değerlendirirken, gerçek sanat eserleri ile sadece halkı, müzik konusunda bilgi sahibi olmayanları eğlendirmek için tasarlanmış olanlar arasında ayrım yapın. İlk tanımdakileri sevin ve diğerlerine kızmayın. Onlar ne yaptığını bilmiyor.
54-) Melodi amatörlerin savaş sebebidir ve kesinlikle melodisiz müzik hiçbir şeydir. Ancak, bu kişilerin bununla ne demek istediklerini anlayın: basit, akıcı ve hoş bir ritmik melodi; bu onları tatmin etmeye yeter. Ancak, farklı türden başkaları da vardır ve Bach, Mozart, Beethoven veya herhangi bir gerçek
ustanın melodilerini açtığınızda, onların melodileri sizi bin farklı şekilde karşılar. Yakında aşağılık melodilerden, özellikle yeni İtalyan operalarından çıkanlardan ve tüm bayağı olan müziklerden bıkacağınıza inanıyorum.
55-) Eğer, piyanoda doğaçlama yaparken, küçük de olsa melodiler oluşturmaya çalışırsanız, ki bu çok iyidir; ancak, çalışmadığınız ve pratik yapmadığınız herhangi bir zaman, o müzikal ilham, kendi kendilerine zihninize gelirlerse, daha da memnun olabilirsiniz; çünkü müziğin içsel organı o zaman içinizde uyanır. Parmaklar, zihnin arzuladığı şeyi yapmalıdır; tersini değil.
56-) Beste yapmaya başlarsanız, bunu kafanızda çalışın. Eser yazmak, sadece kağıt ve enstrüman üzerinde olmak zorunda değildir. Bir eseri kafanızda tamamen tasarlamadığınız ve oturtmadığınız sürece, bir parçayı enstrümanınızda denemeyin. Müziğiniz, kalbinizden ve ruhunuzdan geldiyse ve bunu kendiniz hissettiyseniz, başkaları üzerinde de aynı etkiyi yaratması kaçınılmazdır.
57-) Eğer cennet size zarif bir hayal gücü bahşetmişse, sık sık yalnız kaldığınız saatlerde piyanonuzun başına oturacaksınız, sanki ona bağlıymışsınız gibi; kalbinizin duygularını uyum içinde ifade etmeyi arzulayacaksınız ve uyum alanı sizin için ne kadar bulanıksa, sihirli çemberlere çekilmiş gibi o kadar gizemli hissedeceksiniz. Gençliğinizde bunlar en mutlu saatleriniz olabilir. Ancak, kendinizi çok sık bir yeteneğin etkisine kaptırmaktan kaçının, bu da sizi hayaletlere güç ve zaman harcamaya teşvik eder. Kompozisyon biçimleri üzerinde ustalık ve fikirlerinizi net bir şekilde ifade etmek ancak sürekli yazmakla elde edilebilir. Bu nedenle, doğaçlama yaptığınızdan daha fazla yazın.
58-) Müzik yönetme sanatı (şeflik) hakkında erken bir bilgi edinin. En iyi şefleri sık sık gözlemleyin ve zihninizde onlarla birlikte yönetin. Gözlerinizi kapatın ve orkestrayı hayal edin. Bu, size algı netliği sağlayacak ve sizi, müziği anlamlandırma konusunda bir adım ileriye taşıyacaktır.
59-) Yaşama derinlemesine bakın ve onu diğer sanatlar ve bilimler kadar titizlikle inceleyin.
60-) Ahlak yasaları aynı zamanda sanatın da yasalarıdır.
61-) Çalışkanlık ve azim sayesinde daha da yükseğe çıkacaksın. Daha büyük bir müzisyen olacaksın.
62-) Bir pound demirden, ki bu pek para etmez, bin saat yayı yapılabilir, ki bunların satışından elde edilen para çok fazla olur. Tanrıdan aldığın o poundları, sadakatle ve mütevazılıkla kullan.
63-) Coşku ve tutku olmadan sanatta büyük hiçbir şey yapılamaz.
64-) Sanatın amacı çeşitliliği sürekli arttırmak değildir. Büyük bir sanatçı olun, diğer tüm arzu edilen aksesuarlar sizin payınıza düşecektir.
65-) Bir eserin formunu anlamadan ve analizini yapmadan, o eserin ruhu size geçmeyecektir.
66-) Belki de bir dehayı gerçekten de yalnızca deha tam olarak anlar.
67-) ‘Mükemmel’ bir müzisyenin, zihninin derinliklerinde, yeni ve hatta karmaşık bir orkestral müzik parçasını, sanki önünde tam notalar varmış gibi görebilmesi gerektiği düşünülmüştür. Bu gerçekten de hayal edilebilecek en büyük müziksel zeka yeteneğidir.
68-) Öğrenmenin herhangi bir sınırı yoktur.
Aşağıya, bu sözleri hangi kaynaklardan aldıysam, linklerini bıraktım.
schumann’s_rules_for_young_musicians.pdf (umich.edu)
Microsoft Word – Advice to Young Musicians(Eng).doc (waltercosand.com)



